Sayfalar

Akla Haber

Akla Haber


Başbakan Erdoğan Köln'de konuştu

Posted: 24 May 2014 01:39 PM PDT

Başbakan Erdoğan Avrupalı Türk Demokratlar Birliği'nin (UETD) kuruluşunun 10'uncu yıldönümü etkinliği kapsamında Köln'de gurbetçilere hitap etti.
Başbakan Erdoğan, Köln Lanxess Arena'da gurbetçilerle buluştu. 18 bin kişilik spor salonu hınca hınç gurbetçilerle dolu. Çok sayıda gurbetçi ise salona sığmadı.

Başbakan Erdoğan'ın konuşmasından satır başları:

- Başbakan Erdoğan Lanxess Arena'da binlerce gurbetçinin tezahüratları altında kürsüye çıktı

- Üzerimdeki bir emaneti bir kez daha sizlere emantin sahiplerine teslim etmek istiyorum. Türkiye'nin sizlere selamı var. 77 milyon kardeşinizin size selamı var.

- Kardeşlerim sizler çok büyük çileler çektiniz, çok büyük sıkıntılara maruz kaldınız ama direndiniz, sabrettiniz, Gurbeti kendiniz için sılaya tahvil ettiniz. Şunu bilin ki millet olarak sizlere minnetarız. Milletçe herbirinizle gurur duyuyoruz, iftihar ediyoruz. Emeğiniz alın terinizle 50 yılı geride bıraktığınız için her birinize ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Rabbim sabrınızı, tahammülünüzü arttırsın

- Geçen hafta Salı günü bildiğiniz gibi Soma ilçemizde elim bir facia yaşadık. 301 kardeşimizi hakka uğurladık. Yeryüzündeki tüm dost ve kardeşlerimiz acımızı paylaştı. Size Soma'ya verdiğiniz maddi ve manevi yardım için teşekkür ediyorum. Soma'dan 10 kişilik bir heyet ziyaretimize geldi, madencilerde baretleriyle geldiler. Onlarla görüşmemizin ardından Merkel'le bir görüşme yaptık. Kendisi başsağlığı ve destek mesajlarını iletti. Almanya hükümetine başta Merkel olmak üzere tüm makamlara şükranlarımı ifade ediyorum. Onunla madenlerimizle ilgili neler yapabiliriz onu konuştuk.

- Hangi kademede olursa olsun bu facianın hesabını soracağız. Şehitlerin ailelerine yetimlerine sahip çıkacağız acılarını dindirmek için ne gerekiyorsa yapıyoruz, yapacağız. AFAD bu işle ilgili tek merkez olarak görevlendirilmişti. Bir daha bu tür kazalar yaşanmaması için gereken önlemleri alacağız. Fakat bir gerçek var nedir biz orada bu elim faciayı yaşarken ülkemizin içinde bu ızdırabı duyamıyanlar da oldu. Bunlar Türkiye'nin büyük bir kısmı değil bunlar azınlık olan ama bundan nemalanmak isteyen kesimlerdi. illegal kesimlerdi. ama baktık ki anamuhalefet de bu illegal kesimlerle hareket ettiğini gördük. Okmeydanın'da Şişli de bu illegal eylemlere girdiler. 2 gencimi öldü. Ölenlerden birinin kız kardeşi şöyle dedi: 'Siz bu eylemleri yapmasaydınız benim kardeşim ölmeyecekti'.

-Bu olaylar bu görüntüler burayada yansımış. Buradaki bir kısım medya ne yazık ki Soma faciasını kendileri için ranta dönüştürmek üzere Türkiye Başbakanı'na farklı şekilde hakaret ediyorlar. Hele bir derginin attığı kapak manidar. Şahsımı cehenneme gönderiyor.. Değerli kardeşlerim iş sadece bu değil işin manidar yanı şu: Değerli kardeşlerim ülkemdeki bazı medya ile bunların koordine olması çok manidardır. Yarın Almanya'da seçimler var Tayyip Erdoğana saldırmakla buradan oy devşiremezsin. Türkiye'deki gezi olaylarında,17 aralık'ta,25 Aralık'ta hopladınız oturdunuz. Benim milletim size en güzel dersi 30 Mart'ta verdi

- Kardeşlerim eğer demokrasiye inanıyorsak o zaman Türk milletinin verdiği karara da saygınız olacak.Benim ülkemin halkının verdiği kararı bir yerlerin onaylamasına gerek yok. Biz başka ülkelerdeki seçimlere müdahele ediyor muyuz? O zaman sizde Türk milletinin kararına saygı duyacaksınız. Soma'daki 301 şehidimizle alakalı içimiz yanıyor. Buradan birileri de kalkıp onu suistimal etmeye çalışıyor. Bu oyunlarınız tutmaz Bizim derdimiz var be!. Bunlar madenlere inenlere bidon kafalı dediler göbeğini kaşıyan adam dediler bişe bilmez dediler ama bu millet bildiklerini gayet iyi anlattı.

- Maden masa başında kömür ocağını tanımadım. Kömür ocağına indim. Ocağın derinliklerinde 4-5 kilometre gitti. Oradaki madencilerimizle oturup yemeğimizi de yedik. Ama bunlar boğazın o güzel sularına bakıp demlenenlerden. Benim enerji bakanım Soma'da bu ocaklara indi, iftarını onlarla yaptı. Siz kimlerle neyi değerlendiriyorsun. Batı bunu senin iyi anlaman lazım. Burada Kur'anlarla Soma'yı andı ama diğerleri ortalığı terorize etmek suretiyle ortlığı kan gölüne çevirdiler iki gencimizi öldürdüler. Batı hala polisimize fatura kesmeye çalışıyor. Shortlan'ın için molotof attlar iki polisimiz yandı hala tedavi gördüler. Bütün bu terör eylemlerine karşı polisimiz gel beni yak mı diyeceklerdi? Bunların görevi ortalığı terörize etmek . başaramayacaklar bu iş de çözülecek ama öyle ama böyle

- Referansımız her zaman hukuk olacak, barış olacak, nefes alıp verdiğimiz her yerde uyumu savunduk. Uyumlu toplum olarak geleceğe yürümeyi konuştuk. Asimile olmadan özdilinden ve kültüründen taviz vermeden entegre olmayı savunduk. Ama bunu bazı basın mensupları Almanya'da farklı yerlere çektiler. Entegrasyon konusunda inanıyorumki sizler hiç zorluk çıkarmadınız. asimilasyona gelirsek ona 'Hayır' diyorum.Biz dinimizden dilimizden kültürümüzden taviz veremeyiz. 2014 1. dünya savaşının 100. yılı. 1914'ta Osmanlı devleti Almanya ile taraf oldu. Dedelerimiz çok zor şartlar altında savaştılar. Cephelerde Almanya ile çok ağır bedeller ödediğimiz bu savaşın ardından Türkiye Cumhuriyeti kuruldu. Almanya ile her anlamda kader ortağı olduk. 1960 larda Almanya'ya gurbetçilerimizle destek verdik.

- Almanya'da 80bin işletme açtınız 400bine yakın istihdam sağladınız. Almanya'nın siyasetinden sporunda biliminde önemli başarılara imza attınız. İkili ticaret hacmimimiz 30 milyar avronun üzerine çıktı. Türkiye dünyanın en büyük ekonomileri arasında 17. sırada. Her yıl 4 milyon Alman vatandaşı Türkiye'yi seçti hatta bazıları Türkiye'ye yerleşti. Hem Türkiye'nin hem ALmanya'nın büyümesi için her alanda birlikte hareket etmeyi önemsiyoruz.

- Türkiye'ye tepeden bakmayı alışkanlık haline getirmiş olanlar var. Türkiye'ye parmak sallamayı, Türkiye'yi kendince tedip etmeyi, terbiye etmeyi kendisine hak görenler var. İçerdekilere söylediğimizin aynısını, dışardaki bu kibir abidelerine de söylüyorum: Türkiye, artık eski Türkiye değil. Köprünün altından çok sular geçti.

- Biz, AB'ye tam üye olmayı önüne bir hedef olarak koymuş, bunun için samimi olarak çalışan bir ülkeyiz. Bütün engellemelere, yapılan haksızlıklara rağmen, reformlarını kararlılıkla yapan bir ülkeyiz. Dostlarımız bizden korkmasın, bizden çekinmesin. Barıştan başka, demokrasiden, hukuktan, insanca yaşam şartlarından başka hedefimiz yok bizim.

- Yeni Türkiye'yi artık herkes kabullenmek zorundadır. Büyük ekonomisiyle, aktif dış politikasıyla, 21'inci yüzyılı şekillenmesinde teri olan Türkiye'yi artık herkes görmek ve hazmetmek zorundadır. Hiç kimse, hiçbir ülke, hiçbir uluslararası çevre, parmağını sallayarak, kibirle bize istikamet çizemez. Hiç kimse Türkiye'yi azarlayamaz. Kendisine hak gördüğünü, hiç kimse Türkiye'den esirgeyemez.

- Almanya, belki de 'Cehenneme Git Erdoğan' tarzı, ahlaktan, edepten yoksun, ırkçı ve nefret dolu manşetleri yılda bir görüyor. Ama Türkiye'de her gün onlarca gazete bundan daha ağır manşetleri atarken, kim çıkıp da 'Türkiye'de medyaya baskı yapılıyor' diyebilir.

- Biz istiyoruz ki Avrupa, Türkiye'yi gerçek fotoğraf üzerinden okusun. Biz istiyoruz ki Avrupa, Türkiye üzerine değerlendirme yaparken, yanlı medyanın, kışkırtıcı siyasetin, çıkar çevrelerinin, ideolojinin etkisinde kalmasın, hakkaniyetle değerlendirmeler yapsın. Biz istiyoruz ki Avrupa, Türkiye'ye bakarken, sadece elitleri, sadece belli kesimleri, belli zümreleri değil, 77 milyonun tamamını görebilsin.

- İçerde kibir abideleri olduğu gibi dışarda da kibir abideleri olduğunu görüyoruz. Türkiye'ye parmak sallamayı, Türkiye'yi tehdit etmeyi, türkiye'nin kalkınmasını engellemeyi kendilerine hak görenler var. İçerde söylediğimi onlara da söylüyorum. Türkiye artık eski Türkiye değil. Türkiye sizin bildiğiniz Türkiye değil artık, Köprünün altından çok sular geçti. Şu anda batıda Avrupa'da büyüme oranlarına bakıyoruz. En büyüğü ilk çeyrekte 0.8. Almanya.. Biz de ise kesin olarak açıklanmadı ama en az 4 olacak. Çalışıyoruz be, durmak yok, yola devam dedik devam ediyoruz. Bu bölgede, bu coğrafyada biz de varız.

Sene 2002, Türkiye'nin IMF'e borcu 23 milyar dolar. Biz o Gezi dedikleri dönemde o borcu sıfırladık. Bizden öncekiler aldılar, biz kapattık. Merkez Bankası'nın kasasında 27.5 milyar dolar vardı. Şu anda ise 130 milyar dolar. Gezi eylemlerinin olduğu dönemde ise 136 milyar dolar dolayında idi. Devletin borçlanma faizi yüzde 63 iken, biz tek haneli rakama indirdik. Daha da inecek. Biz yüksek faizin bir sömürü aracı olduğuna inanıyoruz.

Kaynak: A Haber

Bakan'dan deprem yorumu: Böyle bir hatırlatma oldu

Posted: 24 May 2014 01:23 PM PDT

Çevre ve Şehircilik Bakanı Güllüce, "Deprem oluyor unutuyoruz. Şimdi böyle bir hatırlatma oldu. 'Evi kötü olanlar hızla kentsel dönüşüm olmalı ki buradan kurtulasınız' diye sanki öyle bir şey oldu gibi düşünüyorum" dedi.
Çevre ve Şehircilik Bakanı İdris Güllüce, "Deprem oluyor unutuyoruz. Şimdi böyle bir hatırlatma oldu. 'Evleri kötü olanlar hızla kentsel dönüşüm olayı olmalı ki siz buradan kurtulasınız' diye sanki öyle bir şey oldu gibi düşünüyorum" dedi.

Bakan Güllüce, Ege Denizi'nde meydana gelen 6,5 büyüklüğündeki depremi, Havaalanı Mahallesi Kentsel Dönüşüm Konutları'nın temelini attığı sırada hissetti.

Bakan Güllüce'nin, sinevizyon ile Havaalanı Mahallesi'ne bağlanarak, temel atma törenini gerçekleştirdiği sırada deprem meydana geldi. Bakan Güllüce ile birlikte TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Buran Kuzu ve diğer yetkililer de depremi platformda hissetti.

Güllüce, daha sonra gazetecilere yaptığı açıklamada, Tuzla'dan İzmit'e, Körfez'den, Yenice ve Yalova'ya kadar birçok yerde depremde çalıştığını ifade etti ve bu konuda kötü hatıraları olduğunu anlattı.

Bu nedenle O kentsel dönüşümü, riskli binaların değişimini çok önemsediğini dile getiren Güllüce, şöyle konuştu:

"Bunları konuştuk mu? Konuştuk. Başkanımız da çok güzel çok iyi işler yapıyor. Sonra Allah dedi ki; 'Tefik Göksu siz çok haklısınız, bir hatırlatalım'. Hatta 'unutuyoruz' diye bir cümle kullandık burada. Deprem oluyor unutuyoruz. Şimdi böyle bir hatırlatma oldu. 'Evleri kötü olanlar, hızla kentsel dönüşüm olayı olmalı ki siz buradan kurtulasınız' diye sanki öyle bir şey oldu gibi düşünüyorum. Tarihe geçti bu ama. Depremle ilgili konuşuyorduk, takriben 2 dakika sonra, bilmiyorum şiddeti ne ama biz yukarıda iyi sallandık."

Kaynak: A Haber

Ala: Hepimiz aklımızı başımıza alalım

Posted: 24 May 2014 01:19 PM PDT

İçişleri Bakanı Efkan Ala, Okmeydanı'nda yaşanan olaylara ilişkin,"Hepimiz aklımızı başımıza alalım. Türkiye bunlara layık değil, bunları kaldıralım" dedi.
İçişleri Bakanı Efkan Ala, Okmeydanı'nda yaşanan olaylara ilişkin, "Hepimiz aklımızı başımıza alalım. İnsanlar ölüyorlar, orada polise saldırılıyor. Polis araçlarının içerisine molotofkokteyli atılıyor. Türkiye bunlara layık değil, bunları kaldıralım" dedi.

Yalova Halk Eğitimi Merkezi'ne ziyarette bulunan Ala, gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Ala, AK Parti'nin, kurulduğu andan itibaren vatandaşların düşüncelerini özgürce ifade edebilmesi için yasal değişiklikler yaptığını söyledi.

Özgürlükçü, hürriyetçi bir partiye sahip olduklarını belirten Ala, "Daha da var, onları da yapacağız. Özgürlükçü, hürriyetçi bir partiyiz ve bunun adımlarını attık. Bunu uyguladık. Sadece söz olarak söylemiyorum ama her şeyin bir kuralı var" ifadesini kullandı.

Okmeydanı'nda yaşanan olaylara değinen Ala, bunun "kuralsız anarşizm" olduğunu vurguladı.

İstanbul'da yeni miting alanları oluşturulduğunu anlatan Ala, şöyle devam etti:

"Biz, 'İstanbul'da vatandaşlarımız çok daha geniş kitlelerle düşüncelerini ifade etsin hatta bizi eleştirecek düşüncelerini de ifade edebilsin, biz de onların güvenliğini alalım, güvenlik hizmetini sunalım' diye çok büyük miting alanları yaptık. Bu alanlardan biri Kazlıçeşme, biri Maltepe. Daha küçük küçük alanlar da yapacağız ama biri 2,5 milyona yakın insan alıyor, biri 1,5 milyona yakın insan alıyor. Ayrıca İstanbul'un tam ortasında Yenikapı merkezinde yaptık. Şimdi buralar dururken onlar gösteri değil, onlar vatandaşa saldırı, polise saldırı, kendilerine saldırı. Yazık oluyor."

"Bu şiddet, bu Vandalizm neden?"

İnsanların, düşüncelerini ifade edebilmesi için televizyon, gazete ve başka platformların fazlasıyla olduğunu dile getiren Ala, bunun topluca yapılması isteniyorsa İstanbul'da 3 büyük alan bulunduğunu belirtti.

Küçük alanlar da bulunduğuna işaret eden Ala, şunları kaydetti:

"Kadıköy'de de yapılıyor şu anda ama o sonra değişecek. Bu kadar imkan varken bu şiddet, bu Vandalizm neden? Bu, gerçekten Türkiye'ye yakışmıyor, bize yakışmıyor. Düşüncenin, ifadenin, ifade etme özgürlüğünün önünü açıyoruz ama düşüncesi olmayanlar eylemle kendilerini ifade etmek istiyor. Ona da izin veremeyiz. Bu yanlıştır, bunun kimseye faydası yoktur. Hepimiz aklımızı başımıza alalım. İnsanlar ölüyorlar, orada polise saldırılıyor. Polis araçlarının içerisine molotofkokteyli atılıyor. Türkiye bunlara layık değil, bunları kaldıralım. Bunlara izin vermeyiz, böyle şeyler olamaz, olmamalı. Bunun tedbirlerini alıyoruz ama arzu ediyoruz ki CHP milletvekilleri de o göstericiler içerisine girmesin. Oradan güç alıyorlar bunlar. Bu göstericiler, orada milletvekili olunca güç alıyor. CHP, hükümete, millete bir şey söyleyecekse 2,5 milyon kişinin alınabileceği bir meydanı tahsis ederiz. Gitsin, Kazlıçeşme'de söylesin. Onu da mı dolduramıyor, diyelim ki o zaman 1,5 milyon alan Yenikapı'ya gitsin. Onu da mı dolduramıyor, o zaman kendini gözden geçirsin. Nasıl oluyor da AK Parti 2,5 milyon kişinin aldığı meydanı dolduruyor da CHP 1,5 milyon alan meydanı dolduramasın. Kendini gözden geçirsin. Sokaklarda vatandaşlarımızı tahrik edecek her türlü yanlış düşünceden, yanlış sözden vazgeçilmelidir. Bu, doğru bir yöntem değildir, doğru bir yol değildir."

Ala, Türkiye'nin, Batı standartlarındaki demokrasilerle aynı ligde bir yapıya sahip olduğuna dikkati çekti.

Daha ileri bir demokrasiye ulaşacaklarını anlatan Ala, "Türkiye'deki sistem yetmezliğini, demokrasi yetmezliğini biz de biliyoruz ve şimdiye kadar bunu ilerlettik. Bundan sonra daha çoğul yapacağız. Bunun adına da hedef koyduk, 'ileri demokrasi' dedik. Gelişmiş ülkeler standartlarında bütün argümanlar olacak, oluyor da ama buna katkıda bulunmak lazım. Bunu engelleyecek böyle daha önceki şiddet eylemlerine benzer eylemler yapmak son derece yanlıştır, kimseye bir faydası yoktur" değerlendirmesinde bulundu.

Polis okullarının kapatılmasına yönelik hazırlıkların hatırlatılması üzerine Ala, her devletin reforma ihtiyaç duyduğunu söyledi. Bu konuda çalışmalarının sürdüğünü bildiren Ala, "O alanda da jandarma, polis, sahil güvenlik ve nüfus alanıyla ilgili çalışmalarımızı tamamlamak üzereyiz ama 'tamamlanmış' diyemiyoruz. O konularla ilgili paketimizi de önce Bakanlar Kurulumuza, sonra da TBMM'ye sunacağız" diye konuştu.

Kaynak: A Haber

Süleyman Söylemez toprağa verildi

Posted: 24 May 2014 01:06 PM PDT

Mavi Marmara gemisine İsrail askerlerinin yaptığı baskında yaralanan ve Ankara'da tedavi gördüğü hastanede dün vefat eden Süleyman Uğur Söylemez toprağa verildi.
Gazze'ye insani yardım götüren Mavi Marmara gemisine İsrail askerlerinin yaptığı baskında yaralanan ve Ankara'da tedavi gördüğü hastanede dün vefat eden Süleyman Uğur Söylemez toprağa verildi.

Söylemez, için Hacı Bayram Veli Camisi'nde öğle namazının ardından cenaze namazı kılındı. Cemaat, bir süre cenazenin Adli Tıp Kurumundan teslim edilmesini bekledi.

Cenazeye, Söylemez'in ailesi, yakınları ile Başbakan Yardımcıları Beşir Atalay, Ali Babacan, Saadet Partisi Genel Başkanı Mustafa Kamalak, bazı milletvekilleri, bazı sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ve vatandaşlar katıldı.

Söylemez'in cenazesi, kılınan cenaze namazının ardından dualarla Keçiören Mezarlığı'na defnedildi.

Kaynak: A Haber

Siyasi rant hesabı yaptılar

Posted: 24 May 2014 01:04 PM PDT

Adalet Bakanı Bozdağ, "Soma'da babalar, anneler,eşler gözyaşı döküyor, bazı insanlar da çıkıyor, bu ağıtların ortasında 'siyasal rantı nasıl sağlarız' bunun hesabını yapıyorlar" dedi.
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Yozgat Belediyesi Bilal Şahin Sosyal Tesislerinde, partisinin İl Danışma Meclisi Toplantısı'nda, gündemdeki konuları değerlendirdi.

Türkiye'de seçim sonuçlarını değerlendiren tek partinin AK Parti olduğunu belirten Bakan Bozdağ, "Biz başarılı olduğumuz yerde bile seçim sonuçlarını değerlendiriyoruz ama CHP ve MHP'nin böyle bir derdi yok. 'Biz istesek de istemesek de bize oy verecek olanlar var' diyorlar. Kılıçdaroğlu gitsin CHP'nin, Bahçeli gitsin MHP'nin oyu değişmez. Neden, aynı tas aynı hamam da ondan" diye konuştu.

Türkiye'nin, cumhurbaşkanlığı seçimleri ile önemli bir sürece girdiğini vurgulayan Bozdağ, şöyle devam etti:

"Şimdi yeni bir seçime gidiyoruz. MHP'nin de CHP'nin de adayı yok. Çıkıp da yiğitçe 'bizim adayımız şudur' diyemiyorlar. Nasıl bir aday arıyorlar, hem milliyetçi hem laik hem muhafazakar hem sosyal demokrat hem de ulusalcı olacak. Böyle bir adamı Türkiye'de bulabilirlerse 'aşk olsun' demek düşer. Çıkıp da kendi gibi bir adamı koyamıyor. Bu ne demektir, 'ben yanlış adamım, benim partim yanlış parti, benim politikalarım yanlış politika' demektir. Kendilerini cumhurbaşkanlığına layık göremiyorlar. Kendini cumhurbaşkanlığına layık göremeyenleri bu millet başbakanlığa, belediye başkanlığına layık görebilir mi? Kendi içinden cumhurbaşkanı adayı çıkaramayanlar başbakan çıkarabilir mi? Bu açıkça 'ey millet, bizden adam olmaz' demektir. 'Bizden cumhurbaşkanı olmaz' diyorlar. O zaman sizden, başbakan hiç olmaz. CHP ve MHP cumhurbaşkanlığı, başbakanlık rüyaları görmeye devam ediyor ama her seçim, bunların rüyası değil, kabusu olacak. Bunlar çatı matı yapıyorlar. Temeli olmayan çatı ayakta duramaz. Allah izin verirse 10 Ağustos'ta milletin kasırgası bunların çatısını alıp götürecektir."

Soma'daki maden faciası

Soma'da yaşanan maden faciasından sonra hükümete yöneltilen eleştirilere de değinen Bakan Bozdağ, bu süreçte herkesin, yangının nasıl söndürüleceğini düşünmesi gerektiğini söyledi.

Milletleri millet yapan en önemli esaslardan birinin de acıların paylaşılması olduğuna işaret eden Bozdağ, "Siyasi görüşlerimiz, inançlarımız ideolojimiz ne kadar farklı olursa olsun acılar karşısında duruşumuz bir olmuştur ancak ülkemizde acılardan ayrışma üretmek isteyen birileri her zaman oldu. Soma'da da bunları gördük" dedi.

Bozdağ, Türk milletinin bu eleştirilere prim vermeyeceğinin altını çizerek, şunları kaydetti:

"Hükümetlerimiz döneminde zaman zaman afetler oldu. Hükümetlerimiz, her afetin ardından üzerine düşeni yaptı ama kazaların öncesinde de gerekenleri yapmak lazım. Bu konuda da Türkiye'de atılmış adımlara baktığımız zaman en önemli adımları, hükümetlerimiz attı ama belli ki yetmedi. Bunun için de son Bakanlar Kurulu'nda Başbakanımız, bakanlarımıza talimat verdi. Dünyanın madencilik konusunda en ileri olan ülkelerinde bu işlerin nasıl yapıldığını araştıracaklar."

"Siyasi rant hesabı yaptılar"

"Soma'da babalar, anneler, torunlar, eşler göz yaşı döküyor, 77 milyon insan ağlıyor, bazı insanlar da çıkıyor, bu ağıtların ortasında 'siyasal rantı nasıl sağlarız', bunun hesabını yapıyorlar" diyen Bozdağ, "İnsan olmanın asgari özelliklerini taşıyan bir insan bunu yapmaz. Vicdanını kara taşa gömenlere bu millet her zaman gereken dersi vermiştir" diye konuştu.

Soma'daki faciada, "140-150 civarında Suriyelinin madende bulunduğu ve bunların üzerine beton döküldüğü iftirası atıldığını" belirten Bozdağ, "Ey CHP'liler, ey CHP'nin vicdanı kararmış vekilleri. Esed, 150 bin insanı katlederken siz gidip Esed'le fotoğraf çektirdiniz. Bu katili dünyaya masum göstermek için çalışmalar yaptınız" ifadelerini kullandı.

"Toplantı ve gösteri hürriyeti bir haktır"

Türkiye'de karmaşa çıkarmak için "yeminli grupların bulunduğunu" savunan Bakan Bozdağ, şunları söyledi:

"Türkiye'de toplantı ve gösteri hürriyeti bir haktır. Türkiye, demokratik bir ülkedir. Herkes istediği yerde toplantı yapma hakkına sahiptir, düşüncesini ifade etme hakkına sahiptir ama yüzünü maskeleyip, polislere molotof atıp, polisleri canlı canlı yakma hakkına sahip değildir. Şahısların ya da kamunun malına zarar verme hakkına sahip değildir. Biz, gösteri yapılmasına karşı değiliz. Toplantı ve gösterilerin terörize edilmesine karşıyız. Amerika'da, Almanya'da gösteri alanları var. Bunların sınırları çizilmiş. Bunların dışına çıkın bakalım, size izin veriyorlar mı? Oralarda kurallar uygulanıyor. Biz de kendi ülkemizdeki kuralları uyguluyoruz. Kendi ülkelerindeki kuralları bırakıp, Türkiye'de uygulanan kurallar hakkında konuşanlara diyorum ki 'Sizin kanunlarınızla bizim kanunlarımızı yan yana koyalım. Bir bakalım nasıl?"

Cinsel saldırı ve istismar suçlarında verilecek cezalar önemli oranda artırılacak

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, çocuklara ve yetişkinlere karşı cinsel saldırı ve istismar suçlarında verilecek cezaları önemli oranda artıracaklarını söyledi.

TBMM'de Adalet Komisyonunda görüşülen kanun tasarısının önemli hususları içerdiğini ifade eden Bozdağ, özellikle cinsel dokunulmazlığa karşı işenen suçlara ilişkin yeni düzenleme getireceklerini belirtti.

"Hem çocuklara karşı hem de yetişkinlere karşı cinsel saldırı ve istismar suçları, genel anlamda cinsel dokunulmazlığa karşı suç işlenmesi halinde verilecek cezaları önemli oranda artırıyoruz" diyen Bozdağ, şunları kaydetti:

"Daha önceki düzenlemelerde saldırıya uğrayanın beden ve ruh sağlığının bozulması için rapor aranıyordu, esasında saldırıya uğrayanın beden ve ruh sağlığını bu rapor, saldırıdan daha fazla etkileyebiliyordu. Saldırıya uğrayıp da beden ve ruh sağlığı bozulmayan birisi olabilir mi? Saldırıya uğrayan herkesin beden ve ruh sağlığı elbette bozulmuştur. Yeni düzenleme, bunun peşinen kabul ediyor. Beden ve ruh sağlığının bozulması halinde cezayı artırmak için öngörülen ceza miktarı, ana cezaya ilave edilmektedir. Ayrıca kamu görevi, koruyucu aile, kayın hısımlığı, üvey baba, üvey ana, üvey evlat ve evlatlık ilişkisi içerisinde olanların bu fiili işlemesi halinde cezaların artırılması hukukumuza getirilmektedir."

"Tıbbi tedavi yoluna da gidilecek"

Bozdağ, önemli bir değişiklilik daha yaptıklarının altını çizerek, "Cinsel dokunulmazlığa karşı işlenmiş suçlardan dolayı hapis cezasına mahkum olanlar, bundan sonra tıbbi tedavi, mağdurun bulunduğu yerlere yaklaşmama veya oralarda ikamet etmeme, çocuklarla bir arada olmayı gerektiren ortamda çalışmama, çocuklarla ilgili bir meslek icra etmeme gibi hak yoksunluklarıyla da karşı karşıya kalacak. Tıbbi tedavi yoluna da gidilecek" diye konuştu.

Daha önce bu suçlardan ceza alanların, cezasının üçte ikisini hapishanede geçirdikten sonra "iyi halden" tahliye edilebildiğini vurgulayan Bozdağ, yeni düzenleme ile cezasının üçte ikisini değil, dörtte üçünü tamamlayanların "iyi halden" yararlanabileceğini anlattı.

Çocuklara karşı işlenen cinayet suçlarının herkesi derinden etkilediğine dikkati çeken Bozdağ, şöyle devam etti:

"Son günlerde, 'bunların hakkı idamdır' tartışmaları yapıldı. Bizim hukukumuzda idam cezası yok. En ağır ceza, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası. Öldürme fiili çocuklara karşı işlendiğinde verilen ceza da ağırlaştırılmış müebbet hapis. O zaman biz bu durumdaki cezanın infazında geçecek süreyi artıran bir adım attık. Çocuklara karşı işlenen bir suçtan dolayı ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası alanlar, mevcut düzenlemeye göre 30 yıl yatınca tahliye oluyordu, yeni düzenlemeye göre 39 yıl yatacaklar. 9 yıl cezalarının infazındaki süre artmış oldu. Müebbet hapis cezası alanlar 24 yıl yatınca tahliye olabiliyordu, yeni düzenlemede bunlar da 33 yıl yattıktan sonra iyi hali varsa tahliye olabilecek. Burada da infaz, 9 yıl arttırıldı. Terör suçlarının infazındaki şartlar, bunlar için de getirildi."

Kaynak: A Haber

Deprem 40 saniye sürdü

Posted: 24 May 2014 12:54 PM PDT

AFAD, Ege Denizi'nde 40 saniye süren 6.5 büyüklüğündeki deprem sırasında 1'i ağır, 266 kişinin panik nedeniyle yaralandığını bildirdi.
Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) Deprem Dairesi Başkanı Murat Nurlu, Ege Denizi'ndekideprem nedeniyle 1'i ağır, 266 yaralı olduğunu bildirdi.

Nurlu, AFAD'da düzenlediği basın toplantısında, 6.5 büyüklüğündeki depremin Gökçeada'nın yaklaşık 40 kilometre batısında, denizde, 25 kilometre derinlikte oluştuğunu, bundan 8 dakika sonra 5.3 büyüklüğünde artçı deprem meydana geldiğini söyledi.

Şu ana kadar yaklaşık 70 artçı deprem belirlendiğini ifade eden Nurlu, "Bölgede 4'ten büyük 6 deprem meydana geldi. Türkiye Diri Fay Haritası'na baktığımızda, Saros Körfezi civarında Kuzey Anadolu Fayı'nın batı ucunda deprem meydana geliyor, artçı şokların dağılımı da yine bu bölgede gözleniyor" diye konuştu.

En büyük artçının 5.3, en küçüğünün 2.3 olarak ölçüldüğünü anlatan Nurlu, "Bu depremin AFAD tarafından işletilen ivme ölçer istasyonlarındaki değeri de 176 gal olarak hesaplandı" bilgisini verdi.

Depremin 40 saniye sürdüğünü ifade eden Nurlu, bu büyük depremin oldukça geniş alanda, İstanbul, Edirne, Tekirdağ, İzmir, Balıkesir ve Çanakkale'de hissedildiğini kaydetti.

"Geçen yıl da hissedilir ölçekte iki deprem meydana geldi"

Bölgedeki deprem aktivitesi hakkında bilgi veren Nurlu, geçen yıl bölgede hissedilir ölçekte iki deprem meydana geldiğini söyledi. Nurlu, "Bunların biri 8 Ocak'ta Gökçeada'nın 50 kilometre kuzeyinde 6 büyüklüğünde, diğeri 30 Temmuz'da 5.3 büyüklüğündeki deprem" diye konuştu.

Depremin hissedilme değeri olan şiddeti hakkında bilgi veren Nurlu, "AFAD-RED uygulaması kapsamında yapılan haritaya bakıldığında, depremin şiddeti Gökçeada merkezde 7, Çanakkale merkezde 5 olarak hesaplanmıştır" açıklamasını yaptı.

"Bazı evlerde çatlak, iki minare tepesinde yıkık oluştu"

AFAD'ın Türkiye'deki deprem aktivitesini ülke genelindeki 725 gözlem istasyonuyla 7 gün 24 saat takip ettiğini, AFAD il müdürlüklerinin depremi haber alır almaz devreye girdiğini ve şu anda her şeyin kontrol altına alındığını belirten Nurlu, şunları kaydetti:

"Gelen bilgilere göre, Edirne ve Çanakkale'nin Gökçeada ilçesinde bazı evlerde çatlakların olmuş, Gökçeada'da üç metruk evde ve Tepeköy'de bazı ailelerin yaşadığı evlerde küçük çaplı hasar meydana gelmiştir. Tekirdağ Malkara ve Süleymanpaşa ilçelerinde de iki caminin minare tepesinde yıkıklar oluşmuştur. Çok büyük bir hasar şu ana kadar gelmedi. 6.5 büyüklüğüdeki depremden biz de mevcutta zaten büyük bir hasar beklemiyoruz. Çünkü denizde, yaklaşık 40 kilometre uzaklıkta meydana geliyor."

"Endişe edilecek bir durum söz konusu değil"

Depremde can kaybı yaşanmadığına işaret eden Nurlu, "Deprem sırasında toplam 266 vatandaşımızın panik nedeniyle çok hafif yaralanmalar geçirdiği bilgisine ulaşılmıştır. Yine panik nedeniyle bir ağır yaralanma söz konusudur" dedi.

AFAD olarak toplam 666 personel ve 10 il müdürlüğünün tüm araçlarıyla bölgede çalışma yürüttüklerini vurgulayan Nurlu, "Endişe edilecek bir durum söz konusu değil. 6.5 büyüklüğündeki depremden sonra 5.3 büyüklüğünde artçı deprem de meydana geldiği için şu anda deprem büyüklükleri küçülerek devam etmektedir, belli bir süre de devam edecektir" değerlendirmesinde bulundu.

Depremin ardından AFAD olarak gerekli tedbirleri aldıklarını bildiren Nurlu, Soma'da bulunan AFAD Başkanı Fuat Oktay ile Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Ayşenur İslam'ın haberi alınca Ankara'ya doğru yola çıktıklarını da kaydetti.

"Herhangi fayı tetiklemesi şu an itibarıyla beklenmiyor"

Nurlu, "ağır yaralı kişinin durumunun" sorulması üzerine, "Bir ağır yaralımız, Balıkesir'in Edremit ilçesinde panik nedeniyle balkondan atlamış bir vatandaşımız. Şu anda hastanede tedavi altında" diye konuştu.

Bu depremin "ana fay hattı açısından ne anlam taşıdığı" sorusunu da yanıtlayan Nurlu, şunları kaydetti:

"Kuzey Anadolu Fayımız bizim ülkemizin önemli deprem zonlarından birisi. İstanbul'un güneyinde Marmara Denizi'nden geçerek, Saros Körfezi'ne doğru ilerlemektedir. Bizim depremlerimiz de Kuzey Anadolu Fayı'nın en batı ucunda, Gökçeada'nın yaklaşık 40 kilometre kadar ötesinde meydana gelen depremler. Yaptığımız analizlere göre, geçmiş yıllarda da bu bölgede bu büyüklüklerde depremler meydana gelmiştir. Herhangi fayı tetiklemesi, şu an itibarıyla beklenmiyor."

Depremlerin önceden tahmininin bugünün teknolojisiyle mümkün olmadığını da vurgulayan Nurlu, "Bu fay parçası üzerinde artçı depremler sürüyor. Enerji boşaldığı zaman da büyük ihtimalle bu enerji sönümlenecektir" dedi.

Başbakan Erdoğan, Atalay'ı telefonla arayarak bilgi aldı

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan da depremle ilgili Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay'dan bilgi aldı.

Başbakan Erdoğan'ın, görüşmede, Atalay'dan, Ege Denizi'nde saat 12.25'te meydana gelen 6,5 büyüklüğündeki depremle ilgili bilgi aldığı öğrenildi.

Atalay: Aldığım bilgilere göre herhangi bir zarar ziyan yok

Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, Mavi Marmara saldırısında yaralanan ve tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybeden Uğur Süleyman Söylemez'in Hacı Bayram Veli Camisi'ndeki cenaze namazının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Ege Denizi'ndeki depreme ilişkin soru üzerine Atalay, "Deprem şiddetli ama Ege Denizi ortasında meydana geliyor. Çanakkale'ye 90 kilometre mesafede ciddi hissedildi. Çanakkale ve çevresindeki köylerde etkilenme yok ama şiddeti oldukça fazla. Herhangi bir zarar ziyan olmadı, aldığım bilgilere göre zarar ziyan yok" dedi.

Ala: Ciddi yaralanma hasar yok

İçişleri Bakanı Efkan Ala da depremin ciddi sonuçlara yol açmamasının sevindirici olduğunu dile getirdi.

Ala, şunları söyledi: "Çanakkale'de, Yalova'da, İstanbul'da hissedildi ama çok şükür ciddi bir yaralanma ve hasar kaydı yok. Ciddi yaralanmadan kastım; birkaç kişi balkonlarından atlamış. Hafif incinmeler var. Onun dışında hem Çanakkale Valisi hem AFAD'la görüştük. Herhangi bir problem, hasar veya yaralanma yok. Hepimize geçmiş olsun."

Kızılay Gökçeada'ya yardım gönderdi

Türk Kızılayı Kuzey Marmara Bölge Afet Yönetim Müdürlüğü Birim Şefi Uğur Mahmut, AA muhabirine, Türk Kızılayı Afet Operasyon Merkezince alınan karar gereği deprem bölgesine bir öncü araç ve yardım tırı sevk ettiklerini söyledi.

Olası afetlere karşı hazırda bekletilen tırın kısa süre içerisinde bölgeye ulaşacağını ifade eden Mahmut, "Genel merkezimiz Afet Operasyon Merkezince bölgeye yardım gönderilmesi kararı alındı. Kararın ardından hazırda beklettiğimiz içerisinde 500 battaniye, 240 aile mutfak seti ve 30 çadır olan yardım tırını afet bölgesine sevk ettik. Bölgede depremzedelere gerekli yardımlar yapılacak" diye konuştu.

Mahmut, yardımın yeterli olmaması durumunda Kuzey Marmara Bölge Afet Yönetim Müdürlüğü olarak yardım sevkıyatı için hazır olduklarını kaydetti.

Kaynak: A Haber

Erdoğan Mavi Marmara şehidinin evinde Kur'an okudu

Posted: 24 May 2014 12:44 PM PDT

Başbakan Erdoğan, tedavi gördüğü hastanede yaşamını yitiren Mavi Marmara'nın 10. şehidi Süleyman Uğur Söylemez'in evinde Kur'an-ı Kerim okudu.
Gazze'ye insani yardım taşıyan Mavi Marmara gemisine İsrail'in düzenlediği saldırıda yaralanan ve 4 yıldır komada olan Uğur Süleyman Söylemez, dün akşam vefat etti.

Mavi Marmara'nın 10. şehidi olan Söylemez'in Ankara'daki evine taziyeye giden Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, burada Bakara Suresi'nin ilk ayetlerini okudu.

Daha sonra Söylemez için Arapça ve Türkçe dua etti.

Ziyarete AK Parti Ankara Milletvekili Cevdet Erdöl, Eski Sağlık Bakanı ve AK Parti Erzurum Milletvekili Recep Akdağ, Siyasi Başdanışmanı Yalçın Akdoğan ve Keçiören Belediye Başkanı Mustafa Ak da eşlik etti.

Kaynak: A Haber

Aşırı kullanımdan dolayı yavaşlama var

Posted: 24 May 2014 12:41 PM PDT

BTK Başkanı Acarer, Ege Denizi'ndeki deprem sonrası telekomünikasyon altyapısında yaşanan sorunlara ilişkin "Aşırı kullanımdan dolayı yavaşlama var. Şu anda normale dönüyor" dedi.
Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) Başkanı Tayfun Acarer, Ege Denizi'ndeki deprem sonrası telekomünikasyon altyapısında yaşanan sorunlara ilişkin "Aşırı kullanımdan dolayı yavaşlama var. Şu anda normale dönüyor" açıklamasında bulundu.

Acarer, yazılı açıklamasında, depremin ardından aldığı bilgiye göre operatörlerde fiziksel bir arıza bulunmadığını, kablo veya santrallerde problem olmadığını bildirdi. Aşırı kullanımdan dolayı yavaşlama olduğunu ifade eden Acarer, şunları kaydetti:

"Şu anda normale dönüyor. Trafiği dengelemek için operatörler yoğun bölgelerde kanal kapasiteleri datadan sese doğru kaydırmalar yapıyor. Örneğin 4 şeritli otobanda 2 şerit data 2 şerit ses giderken, operatörler ses ihtiyacının artması ile burada 1 şeridi daha sese yönlendirdiler. Depremin hissedildiği bölgelerdeki vatandaşlara geçmiş olsun dileklerimi iletmek istiyorum. Bunun yanında afet durumlarında telekomünikasyon ve iletişim ihtiyacının en üst seviyelere ulaştığını hepimiz görüyoruz. Bu noktada operatörlerin iyi bir sınav verdiğini düşünüyorum."
Kaynak: A Haber

Beklenen Marmara depremini tetiklemez

Posted: 24 May 2014 12:39 PM PDT

Kandilli Rasathanesi Müdür Yardımcısı Özel, "Kişisel düşüncem, böyle bir deprem, beklediğimiz büyük Marmara depremini tetiklemez. Ancak o bölgede aktivite olur" dedi.
Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Müdür Yardımcısı Prof. Dr. Nurcan Meral Özel, rasathanenin Ulusal Deprem İzleme Merkezi'nde basın mensuplarına yaptığı açıklamada, 12.25'te Kuzey Anadolu Fay Zonu'nun Ege Denizi'ndeki devamı olan fay parçası üzerinde 6.5 büyüklüğünde birdeprem meydana geldiğini belirtti.

Sığ bir deprem olması nedeniyle etkisinin civar illerden hatta Yunanistan'dan bile hissedildiğini ifade eden Özel, depremin ivme değerlerinin yüzde 1 seviyesinde olduğunu söyledi.

Özel, 17 Ağustos depreminde ise bu seviyenin 5 olduğunu ifade ederek, şu bilgileri verdi:

"Bu bölge bizim için sismik olarak çalışan bir bölge. Ancak ürettiği depremlerin büyük çoğunluğu orta büyüklükte. Bu bölgede 1983'te 6.9 büyüklüğünde Yunanistan'ın Ateş Adası civarında meydana gelen bir deprem var. Geçen yıl Ocak 15'te de 5.8'lik biraz daha güneyde bir deprem meydana geldi. Bu depremin kırdığı fay parçası en fazla 40 kilometreyi geçmez. 35-40 kilometre arasındadır. Bazı hocalarımız 140 kilometrelik bir fayın kırıldığını söylemişler. Bu büyüklükteki bir depremin kıracağı taş parçası en fazla 38-30 kilometredir. Artçılar gelmeye başladı hemen arkasından şu anda 50'ye yakın artçı deprem kaydettik. Bu bize gösteriyor ki orada bir taş parçası kırıldı, enerji açığa çıktı ve devamında da artçılarla kendini yenileyen bir durum söz konusu. Olagelen deprem düzeni, kendi içinde normal deprem düzeni içinde gitmektedir. Orta şiddette deprem olur, arkasından artçılarla da sönümlenir."

"Tetiklemez"

Bir gazetecinin "Artçıların büyüklüğü nedir" sorusu üzerine Özel, "5'e yaklaşan iki artçımız var. Onun dışında 2.5, 3.5, 4 gibi büyüklükteki artçıları arkadaşlarımız izlemeye devam ediyor" dedi.

Depremin Kuzey Anadolu fay zonunun Ege'deki devamı içindeki fay üzerinde olduğunu aktaran Özel, şunları kaydetti:

"Kişisel olarak konuşuyorum, burada bu depremler olur, 3-5 ay da artçıları devam eder ve münferit depremler olarak kalırlar. Hiçbir doğa olayı için önceden bunu tetiklemez, olmaz bir şey söyleyemeyiz. Kişisel düşüncem, böyle bir deprem, bu bölgede meydana gelmiş böyle orta büyüklükteki bir deprem beklediğimiz büyük Marmara depremini tetiklemez ve ancak o bölgede bir aktivite olur."

"Bazı deprem uzmanlarının az da olsa olası Marmara depremini tetikleyeceği yönünde açıklamaları oldu" hatırlatması üzerine Özel, "Bu benim kişisel düşüncem, bilim insanı olarak düşüncem. Marmara'daki çalışmalarımdan edindiğim düşüncem. Civarda aktivite artışı olabilir ama o kuzey kolda beklediğimiz büyük depremi tetikleyebileceğini düşünmüyorum" diye konuştu.

Depremin şiddetine ilişkin bir soru üzerine Özel, "Depremin olduğu yerde, denizdeki şiddeti 7 ancak Çanakkale'de ise 5. Büyüklüğünü de Türkiye olarak, AFAD ve Kandilli 6.5 olarak belirledik. Amerikan Jeolojik Araştırma Kurumu (USGS) 6.9 olarak belirlemiş ancak revize edeceğini düşünüyorum" dedi.

Derinliği 23.3 kilometre olan depremin fay mekanizmasının doğrultu atımlı olduğunu belirten Özel, "Yani bizim orada beklediğimiz doğrultu atımlı çalışan fay üzerinde oldu. Çıkan mekanizmada doğrultu atımlı" diye konuştu.

Zemine göre etkisi farklı hissedildi

Depremin neden bu kadar hissedildiğine ilişkin soruyu Özel, "Sığ olmasından kaynaklanabilir. Civarda alüvyonel bölgelerin fazla olmasından, yani sert değil, yumuşak zemin üzerindeki yapılaşmalardan olabilir. İstanbul'da da Maltepe'de çok hissedilmiş, Çengelköy'de hissedilmedi. Bunlar binaların üzerinde oturdukları zemine de bağlı olarak değişiyor" şeklinde cevapladı.

Özel, "Bu bölge için beklenilen bir deprem miydi" soruya ise "O bölge her zaman bizim için sismik olarak çalışan bir bölge. Bu bölgede 'şu tarihte şu deprem bekliyor' gibi bir şey söylememiz zaten mümkün değil. Bizim için Türkiye'nin çeşitli yerlerinde çalışan sismik kaynaklar vardır. Zaman zaman aktive olurlar. O nedenle olağanüstü bir durum olarak değerlendirmiyoruz" karşılığını verdi.

Rasathane olarak günde ortalama 50-55 deprem kaydettiklerini ifade eden Özel, yılda ise kaydedilen depremin yaklaşık 15 bin olduğunu söyledi.

Artçı sarsıntıların ne kadar devam edeceğine ilişkin soru üzerine Özel, 6.5 büyüklüğündeki depremin 5.5'lik bir artçı yaratabileceğini belirterek, artçıların 6-7 ay sürebileceğini, ancak bunları vatandaşların değil aletlerin hissettiğini kaydetti.
Kaynak: A Haber

Soma Faciası ile Deprem Bağlantılı!

Posted: 24 May 2014 04:31 AM PDT

Soma Facia'sında kömür kızışmaları ve yolun yıkılması gibi durumlar olmuştu. Bu olaylar biraz önce olan depremin göstergesiydi.
Soma olayı kullanılıp Facia ile Başbakan Recep Tayyip Erdoğan suçlandı. Halbuki bugün anlaşıldığı üzere olayın Depremin belirtisi olabileceği anlaşıldı. Bu olayın Somadaki Maden Faciası ile ilişkisi olabilir! Hadi şimdi söyleyin depremin suçlusuda Recep Tayyip Erdoğan.

Sizleri  etiketimize destek vermenizi istiyoruz.

0 yorum:

Yorum Gönder